Eylül

ileadmin

Eylül

Eylül’ün gelişine engel olamam. Yemyeşil yaprakların sararıp ayak altına düşmesine, rüzgarın tüylerimi ürpertmesine, yağmurun saçlarımı ıslatmasına eğer şemsiyem yoksa mani olamam. Yaz bana her ne kadar üşümeyi özletse de gidişindeki hüznü içimden atamam. Hem önüm kar kış kıyametse ve dökülen yapraklar sadece bunun habercisiyse bi’ de güneş her gün ısıtmayacaksa beni, yazın gitmesine niye sevineyim ki? Sevinemeyip engel  de olamıyorsam, bi’ taraftan da biliyorsam mutlaka geri geleceğini, tüm büyünün zaten gitmesinde ve geri gelmesini beklemekte olduğunu anlamışsam sorun yok aslında. Yanlış olmadan doğru anlamsız, tıpkı kışı bilmeden yaşanan yaz gibi… E bıraksın madem yağmurdan sonra yayılan toprak kokusu yerini çamura, sıcak nefesim havayla temas edince buğulansın gözlüğüm, giyineyim kat kat ve yine de engel olamayayım burnumun düşecek kadar üşümesine… Kendini hiç göstermediği kadar gösteren güneşin o gün kar yağdıracağını biliyorum. Yağsın bakalım, gelsin kasvet dolu günler… Sonunun yaz olduğu her mevsimi yaşamaya zaten razıyım ben.

Yazar hakkında

admin administrator

    Bir cevap yazın