Döndüm

ileadmin

Döndüm

Dağlar, denizler aştım, dik yokuşları tırmandım ama döndüm. Dağlardan buz gibi su, denizlerden inciler topladım. Yokuşlar biraz kendini öne vererek çıkılması gerekiyormuş, anladım. Çıktım bütün çıkmazlardan, ayrıldım demir attığım limandan. Sonunu bilmeden bir yola koyuldum, daha şimdi döndüm imkansız sandığımdan.

ileadmin

Defter

Çok kez hayatımda beyaz sayfa açtım ama şimdi defter bitti, kırtasiyede yeni güzel defter arayışındayım. Kapağı kalın, sayfaları çizgisiz olsun. Bakınca içimi hatırlatsın, yazarken önümü aydınlatsın. Yine bitecek bu defter de biliyorum ama ben kırtasiye alışverişini çok severim, eminim yine en güzelini seçeceğim.

ileadmin

Sanmak

Sanmaktan doğar yalnızlıklar. Sandığın kadar, sanıncaya dek ve sanmaktan gelen… Aklım kalbime dost sanırdım. Sandığımı hep doğru sayardım. Yansıttığım kişiyi ben, içimdekini yok sanırdım. İçimdekini yok sayarsam doğru yaptığımı sanırdım. Kanımca insan sanmadan yaşayamaz ama ben söz verdim içimdeki çocuğa, önümdeki yolu yokuş saymamaya.

ileadmin

Adet

Adet ettim kendi kendimi suçlamayı. Gözümden akan her bir damla için kendime kızmayı. Her başarısızlığımı, hatamı, karşıma çıkan her kötü olayı yaşamayı kendime reva görmeyi kendim ettim. Kendim çektim kötüyü de güzeli de. Her güzellikte korktuğum için her kötülüğü hak gördüm kendime. Ne yaptıysam kendim ettim kendime. Adetim böyle, güzelliklerden çok kötülükleri çektim kendime.

ileadmin

Kapı

Kendi şansını yaratanlardan mı yoksa hiç ihtimal yokken kapısı çalınanlardan mısın? Kadere inanır mısın yoksa kaderini kendi yazanlardan mısın? Elin kalem tutar mı? Kağıdın yazdığını saklar mı? Tesadüflere inanır mısın? Hayatta doğru soruyu sormak çok önemliymiş, tüm kapıları açarmış. Sen anahtarının bir kopyasını saklar mısın?

ileadmin

Yolculuk

Hayat yolculuğunda başrol benim. Arabanın direksiyonundayım. Trenin vatmanıyım. Kendi gemimin kaptanıyım. Çayırlar da gördüm, boynu bükük çiçekler, dalgalı denizler… Kaza da yaptım, yolcuları doğru duraktan da aldım. Durgun sulara da girdim ama her zaman kendi rotamı çizdim. Bazen rol yaptım, hata yaptım, rotamı doğru sandım, bildiğim adresi şaştım bazen de bile bile ters yöne saptım. Bu hayatın başrolü benim. Dünya’yı kare sanmak da benim kendi tercihim.

ileadmin

Sayılı

Sayılı mıdır sahiden ömür? Attığın adım, işin, gücün, evleneceğin adam, doğuracağın çocuk… Hayatının her dönemi, işine gelmeyeni, seçtiğin yol, yaşadıkların, yaşayamadıkların ya da yaşamayı tercih etmediklerin… Kader diye bir şey varsa, aklın kalbinden farklı konuşup yine de istediğini yapma hakkı tanımıyorsa, bedenlerin içinde hapsolmuş ruhların tahliyesini saymıyor muyuz bu hayatta? Nerde o hata yapma lüksü olan insanlar, uzakta mı yaşarlar? Her kimse onlar kaderi esaret olan ruhuma hata yapmayı öğretsin, anlatsın ben bir ömür dost kalırım ona.

ileadmin

İçim

Bazen öyle bi’ olur ki hava güneşlidir, sokaklar neşeli, insanlar canlı, kuşlar cıvıltılı. Mevsim bahardır; ilktir, heyecandır, umuttur. Erken bir saatte uyanmışsındır, ama uykunu da almışsındır. Cama çıkıp mis havayı ciğerlerine doldurup gözünün alabildiğine bakıyorsundur. Günlerden hafta sonudur, hoştur, boştur.

ileadmin

Düz

Dümdüz yaşamak var bu hayatı. Dümdüz derken bölye düüümmmdüz, düpedüz. Kıymet bilmeden, sevgi görmeden, görse de üstlenmeden, aşık olmadan, aşktan anlamadan. Karmakarışık bu hayatta mutluluğu yakalamadan, mutluluktan anlamadan. Güzel bir haberi sevinçle karşılamadan, dost edinmeden, dostluk ne bilmeden. Başkalarının mutluluğuna ortak olmadan, derdi, sevinci paylaşmadan. Güzellikleri ummadan, umduğunu bulunca umursamadan. Evindeki çiçek tomurcuklanınca sevinmeden, hatta evinde çiçek beslemeden. Bir çocuğu öpmeden, onu sevindirmeden. Yaşamayı bir görev gibi sırtına üstlenen nice insan var hayatta. Oysa hayat öyle güzel ki… Ne yazık denizin kokusunu içine çekince huzur dolmayan, her gün doğumunda tekrar tekrar umutlanmayan, hayattaki tek görevi nefes alıp vermek olan insanlara, ne yazık hayatın tadına varamayanlara.

ileadmin

Soru

Heyecan nedir sizce? Karnınızın içindeki acı mı, yoksa kelebeklerin coşması mı? Gözyaşlarınızı tutamadığınız o an mı, yoksa istemsiz gelen o kahkaha mı? Hepsi mi yoksa? En son ne zaman mutluluktan ağladınız? En son ne zaman mutluluktan ağlayacak kadar mutlu oldunuz? Mutluluk nedir sizce? Yaşarken upuzun, bitince kısacık olan bu hayatta siz mutluluğu mu yoksa hüznü mü tercih ediyorsunuz? Mutlu anlar kısadır. Siz mutluluğu ömrüne yayanlardan mı, yoksa üzüntüyle kendini kavuranlardan mısınız? Siz kimsiniz gerçekte? İnsanların gördüğü mü yoksa insanlara gösterdiğiniz kişi misiniz özünüzde? En içte, ta derinde yaraları saklayan mı, yoksa onlara mutluluk tohumu eken misiniz? Siz kimsiniz?